KENDİN DİK...: Paris

Paris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Paris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

En sevdiğim V1174 elbise ile Paris sokaklarını arşınlamak

29 Ocak 2013

Paris gezimle ilgili fotoğrafları yüklemeyi bırakacağımı düşünmediniz değil mi? Öyle güzel bir şehir ki yüzlerce fotoğraf çekmekten kendimi alamadığım için, birkaç tane de Kendin Dik gardorbuyla ilgili resimler çekmeye çalıştım. Fotoğraflar French Vogue havasında olmasa da idare eder sanırım ;-)
Geçen sene diktiğim bu elbise, diktiğim ilk günden beri gardromunun en sevdiğim parçalarından biri oldu. Elbise için tasarımcı Cynthia Steffe imzalı Vogue patronu kullanmıştım  - V1174. Bu tarz elbiseleri seven herkes için bu kalıbı şiddetle tavsiye ediyorum. Bir kez diktikten sonra başka versiyonlarını da dikmekten kendinizi alamayacaksınız. 
V1174 Cynthia Steffe red dress
Orijinal dikiş kalıbının fotoğrafında sergilenen kumaş deseninin neredeyse aynısını bulmam büyük tesadüftü. Üstelik öyle güzel öyle yumuşacık bir kumaş ki, dikmesi de giymesi de çok keyifli. Vogue kalıbında yaptığım tek değişiklik pilileri azaltmak oldu. Orijinal modelde verilen ölçü bana göre (benim vücut yapıma göre) biraz fazla kabarık geldi gözüme. Onun dışında kalıbı çok keyifle diktim. 
V1174 Cynthia Steffe
Bu elbiseyi yaparken fitilli biye yapımını ilk kez denedim. Gerçekten çok zevkli ve elbiselere ayrı bir hava veriyor. Bundan sonra benzer bir çalışma yaptığımda size fotoğraflarını veya videosunu çekerim ama bu arada Threading My Way ’den Pam’in resimli dersini takip edebilirsiniz. Resimler gayet açıklayıcı ve güzel. 
V1174 Cynthia Steffe red dress
Straplez bir elbise dikerken, astarı düzgün yerleştirmek çok daha önemli oluyor. Benim elbisenin içten görünümü böyle. 
V1174 Cynthia Steffe red dress
Bu elbiseyi diktiğim günden beri öyle çok kullanıyorum ki, üzerimde paralanacak yakında. Üstelik her mevsimde de giyebiliyorum. Yaz için mükemmel olan bu elbise, daha soğuk zamanlarda da uygun bir hırka ve bir çift çorap ile rahatça kullanılabiliyor. 
V1174 Cynthia Steffe red dress
Ben bu fotoğraflarda gezme aşkı ön planda olduğundan son derece rahat bir tarz tercih etmiştim. Bu elbiseyi siz bir de topuklu ayakkabı ve daha şık aksesuarlarla görün bir de :P
Dikiş dikmeyi seviyorummmm :D
V1174 Cynthia Steffe red dress
Keyifli günler dilerim!

2

Paris Kumaşçılarını Ziyaret


Bir dikiş tutkunu olarak, ziyaret ettiğim her şehirde mümkünse bir kumaşçıya uğramaktan zevk alırım. Bu sefer ziyaret ettiğim şehir Paris olunca, bana orayı hatırlatacak birşeyler almak zorundaydım! Akıllı işi mi? Değil… Siz yapar mıydınız? Eminim yapardınız! ;)
Avrupa bohem yaşantısının merkezi, dünyaca ünlü Montmartre bölgesindeyiz. Bölgenin en tepesinde tüm Paris’e bakan noktada yer alan ünlü Sacre Coeur Bazilikasını ve sanatçıların bir dönem en popüler yaşam mekanı olan Montmartre sokaklarını arşınlamaktan bitkin düşmüş durumdayız. İngilizce blogumun sıkı okuyucularından birkaç kişi bana Paris ziyaretimle ilgili yazıdan sonra bu bölgede aynı zamanda Paris kumaşçılarının da olduğunu anlatmış. Bunun üzerine durur muyum? Kültürel ziyaretlerimizi müteakip, ruhuma iyi gelecek birkaç alışveriş yapma aşkı içerisinde kendimi Saint-Pierre sokağında buldum. 
paris fabric stores sewing yours style
Sokağın başındaki ilk dikkate değer kumaşçı Reine isimli mağaza. Burası meğerse çok ünlü bir mağaza iken, ünlü moda ve tasarım yarışması programı Project Runway’in Paris bölümünde kullandığı mağaza olduktan sonra daha da bir popüler olmuş. 
Pek sevdiğimiz şahsiyet Bay KendinDik, ciğerci dükkanına girmiş kedi gibi halimi çekmek (ve belki de bu işten neden bu kadar keyif aldığımı anlayabilmek ümidiyle) ziyaretime eşlik etti. Elbette 5 dakika sonra da “benden bu kadar” diyerek kaçtı!
Kısa bir gezi notu: Yanınızda sevdiğiniz birileriyle seyahat ediyorsanız, kendinizi dükkanlarda kaybetmeden (ve şanslıysanız alışveriş yapmaya başlamadan) önce onların da keyifle oturup dinlenebileceği bir yer bulun. Kendinizi sonra kaybedin…
Bu İrem’in ciğerci dükkanına ilk girdiği an ...
Bu da İrem’in ciğer fiyatlarını gördüğü an…
Herşey öyle şık, öyle tarzdı ki… Tüm kumaşlar harika bir düzen içinde, geniş geniş yerleştirilmişti masaların üzerine. Mağazanın ışıklandırılmasından tutun, size yardımcı olan satış görevlilerine kadar herşey alışverişinizi bir keyif haline getirmek için düzenlenmişti. Bizdeki pala bıyıklı tezgahtarların 5 dakikada bir “abla bişey lazım mı?” soruları, bir de bazılarının “bak bundan diz altına kadar şöööle bi elbise yaparsın, dur verem sana şundan 2 metre” şeklinde akıllara ziyan tasarım yorumları olmadan alışveriş yapabiliyor olmak benim için bir hayli yeni bir kavramdı!
fabric store paris sewing your style
Yukarıdaki fiyat etiketlerini okuyabiliyor musunuz? Euro paritesini takip etmeyenlere açıklıyayım, o rakamları 2,3 ile çarpacaksınız! Sanıyorum Türkiye’deki iyi kaliteli ve ucuz kumaşlara fazla alışmışız, bunları görünce biraz afalladım… Ama şu ipekler de öyle bir güzel ki…
french silk sewing your style
Artık hazır giyim mağazalarından pek birşey almadığıma göre, kendimi birkaç metre kumaşla şımartmaya hakkım da var öyle değil mi? (resimler yazının sonunda :) )
Burası da Reine mağazasının - nam-ı diğer hayal dükkanım - ikinci katı. Dikiş kalıplarına özel bir köşe var burada. Satılan tüm kalıpların rahatça takip edilebileceği, hatta dikiş hayallerine dalıp kendinize yeni bir gardrop fikri üretebileceğiniz şekilde düzenlenmiş stantların üzerinde duruyor dergiler. 
pattern corner paris sewing your style
Güzel bir doğal ışıkla aydınlatılmış kalıp / patron köşesi sakince alışveriş yapmanız için ayrılmış, size özel bir dikiş kütüphanesi havasında… 
Camdan dışarıya baktığınızda ise diğer bir ünlü kumaş mağazasını görüyorsunuz: Marche Saint-Pierre. Burada fiyatlar nispeten daha makul.
Reine’in dışında aynı sokak içinde bizim “parçacı” dükkanlarına benzer mağazalar da var birkaç tane. Buralarda kumaş kalitesi daha düşük olmakla birlikte fiyatlar da daha makul. Ama sanmayın ki bizim parçacılar gibi herşey herşeyin üzerinde. Gayet güzel katlanarak sıralanmış kumaşlar sizin yerinize kesilip paketlenmiş. Parçalar 1.5 ile 3 metre arasında değişiyor. Ne yazık ki aralarından istediğiniz kadarını kestiremiyorsunuz. Ne ise onu almak durumundasınız. 
Aşağıda, en beğendiğim tuhafiye dükkanının resimleri var. Resimlere bakınca neden “tuhafiyeci”ye özel yazı hazırladığımı daha iyi anlayacaksınız :) 
notions store paris sewing your style
Şeker duvarını gördünüz mü? :P 
wall of buttons sewing your style
Düğmeler bu kadar mı güzel sergilenir? Gezmesi, bakması, alması ne kadar rahat ve keyifli öyle değil mi? 
buttons paris sewing your style
Fermuar köşesi…
zippers paris sewing your style
Eee, madem buradan kumaş alacağım dedim ve bir dolu para ayırmaya razı oldum, o halde buna gerçekten değecek kumaş almalıyım öyle değil mi? Aldığım kumaşın bana Paris’i hatırlatması lazım dedim. Sizce de kan-kan dansçılarından daha iyisi var mı Parisi anlatmak için? hehehe:D
Eiffel kulesi baskılı kumaşları bizim pala bıyıkta da buluyorum da, bu kumaşı görünce aşık oldum! (metresi 15 EUR)
Parçacılardan da 3 metrelik mavi-gri çiçek desenli bir ipek aldım (3 metresi 38 EUR)
french silk sewing your style
Düğmelere gelecek olursak, verdiğim paraya göre düğmeden ziyade ziynet eşyası demeliyim, işte aldıklarım:  
parisian buttons sewing your style

Nasıl gidilir…

Montmartre bölgesine geldiğinize (ünlü Moulin Rouge’un olduğu yer), tepedeki Sacre Coueur Bazilikası buraya gelen tüm turistlerin illa ki ziyaret ettiği bir yerdir; oradan anlatayım. Bazilikanın altında tepeden aşağıya doğru bir park iner. Parkın bir köşesinde nefis bir atlı karınca var. Öteki köşesinde yine ünlü bir modern sanat müzesi görürsünüz: Museum d’Art Naïf. Müzeyi bulduktan sonra hemen karşısında Reine mağazasını göreceksiniz. Diğer kumaşçılar da aynı sokak içinde yer alıyor. 
paris fabric stores sewing your style
Yürümekten yorulduğunuzda ve uyduruk turistik cafelerde oturmaktan kaçınıyorsanız bu müzenin içinde yer alan cafeye girmenizi tavsiye ederim. Yiyecek çeşitleri fazla olmamakla birlikte, sizi arsız turistik yiyecek mekanlarından uzaklaştıracak, son derece keyifli ve sakin bir yer burası. 
Museum d'Art Naïf sewing your style

Bir geziyi bitirmenin en iyi yolu nedir?

Kumaş aldım (istediğim miktarda olmasa da buna da şükür!), harika yerler gördüm, nefis bir Fransız şarabını (ki koladan daha ucuz hemen her yerde!) karşımda sevdiceğim oturuken içtim. Bir de benim büyük bir tutkuyla anlattığım kumaşçıları gerçekten ilgileniyormuş gibi dinlemeye çalışmasına içten içe gülerek kadehimi tokuşturdum. 

Ayna ayna söyle bana, var mı şu an benden daha güzeli dünyada! :)
Şerefinize!

Museum d'Art Naïf french wine sewing your style

8

Kezban Paris’te…


paris eiffel kendin dik
Eveeet… Rüya sona erdi… Paris’le ilgili anlatılan tüm hikayeler, basma kalıp ifadeler, hepsi doğruymuş! Şehrin içindeki herşeyde bir estetik, bir göz zevki, kültür, sanat ve mükemmel korunmuş bir tarih gözleyebiliyorsunuz. Manavından, pastanesine, mağazalarından, her metroya bindiğimizde mutlaka karşımıza çıkan delilerine kadar, herşeyde ve herkeste bir sanatsal yan görmek mümkün :D
Manzaralı oda…
Blogumu yakından takip edenlerdenseniz, bu gezinin bize sürpriz şekilde bedava çıktığını bilirsiniz. Herşeyi bedava olduğuna göre konaklamanın uyduruk bir otelde olması beklenebilir, öyle değil mi? Ahh, ah işte her gün bakmak zorunda kaldığım “uyduruk” manzara! Evet, evet, yukarıda beni seven birileri var :P
paris gezi notları kendin dik
Eiffel Kulesi
Eiffel Kulesinin inşaası sırasında (tamamlanması 1889’a denk geliyormuş) büyük bir yaygara koptuğunu öğrenmek beni epey şaşırttı. Özellikle de bu yaygarayı kopartanların başında Fransız kültür - sanat hayatının önde gelen isimlerinden bazılarının olduğunu duyunca daha da şaşırdım. Aralarında  Emile Zola, Alexander Dumas, Charles Garnier, Guy de Maupassant gibi ünlü isimlerin de olduğu bir takım zevat, Kulenin yıkılması için bir Komite kurmuş ve bu yönde bir hayli çalışmalar sergilemiş.  Kulenin bitmiş halinin kentin dokusuna zarar vereceğini, kulenin çirkin bir demir yığınından başka birşey olmadığını savunuyorlarmış. Evet, hakikaten çok gözlere zarar bir sonuç ortaya çıkmış! :P
İşin daha da ilginci, kulenin mimarı ve adının sahibi Gustave Eiffel, ihaleyi aldıktan sonra bir öğreniyor ki işin tamamlanması için gereken paranın yalnızca dörtte biri var proje bütçesinde! Bu öngörülü amcamız, kuleyi tasarlama ve hesaplamadan sonra hayatındaki belki de en doğru kararlardan birini daha vererek inşaatın tamamlanması için gereken parayı kendi cebinden vermeyi teklif ediyor. Bunun karşılığında kuleden elde edilecek gelirleri 20 yıl boyunca almayı talep ediyor. Eiffel’in bu planı İmar Komitesi tarafından kabul ediliyor. Elbette, ünlü mimar yatırdığı parayı bir sene içinde geri alıyor. Geri kalan 19 sene boyunca da tahminimce başka iş yapmamıştır :)
paris eiffel kulesi kendin dik
Kuleye baktıkça bakasınız geliyor. Özellikle yakından baktığımda gördüğüm detaylar beni daha da büyüledi. Koca demir parçalarını öyle bir işlemişler ki, sanki bu baktığım ucuna dantel geçilmiş etekleriyle salınan bir “demir leydi”… 
eiffel kulesi detay dantel kendin dik
Gece olunca da ayrı bir güzel olan bu dev kule meğer saat başlarında 10 dakikalığına yaptığı farklı ışık oyunlarıyla izleyenleri daha da büyülermiş. Hani Melih Atakule’ye yaptırdı ya, ona benzer bişiy…Ahhh daha yazarken bile parmaklarım acıdı bu yoruma!
paris gece eiffel kulesi manzara kendin dik
Paris Sokakları
Her büyük şehirde olduğu gibi, eminim Paris’in de merkezden uzak yerlerinde döküntü mekanlar vardır. Ancak benim ziyaret ettiğim her yer bir kartpostal karesini andırır şekildeydi…
paris sokakları kendin dik
paris sokakları montmartre kendin dik
Şehirde nereye baksak ayrı bir büyüleyici binayla karşılaştık. Tarihi olan herşey mükemmel biçimde korunduğu gibi, modern şehircilik ve sanat anlayışına da çok güzel biçimde entegre edilmişti. 
paris notre dame kendin dik
paris meydan kültür sanat kendin dik
Çiçek Dükkanları
Benim için Paris’te karşılaştığım çiçek dükkanları şehrin en ilginç güzelliklerinden biriydi. Burada insanların evlerine, birbirlerine vs. çiçek almaları belli ki bizden biraz daha farklı bir kültür içeriyor. Neredeyse her sokak başında karşılaştığımız irili ufaklı çiçek dükkanlarının her biri son derece şık, rengarenk ve albenili biçimde dekore edilmişti.
paris çiçekçi kendin dik
Orkide Mağazası…
paris orkide dükkanı kendin dik
Sıra sıra ortancalar…
Kültürel Ziyaretler
Nereden başlasam da anlatsam… Müzeleri ziyaret etmek için oldukça kısıtlı bir zamanımız olsa da dünyaca ünlü Louvre Müzesi ile Musee d’Orsay’a gitmeyi borç bildik. Louvre’a girmek için 1 saat süren sırayı beklemeye değdi mi?… Kesinlikle!
paris louvre müzesi kendin dik
Müzenin bitmek bilmeyen uzun koridorları, insan ve eser kalabalığı içinde yapılan bu ziyaret aslında bir hayli yorucu oldu. Hızlı adımlarla gezilen odalara rağmen, gün sonunda kültürel patlama yaşadık diyebilirim!
paris louvre müzesi koridorları kendin dik
Saraydan dönüştürülen müze binası ve yarım gözle bakmamızı hak etmeyen tüm eserler muhteşemdi. 
paris louvre müzesi detay
louvre müzesi tablo detay kendin dik
Tabii onca sanat eseri içerisinde, biz dikiş hastalarını düşünerek birkaç dikiş ilham kaynağı da koymayı unutmadıklarını görmek dikkate ayrıca değerdi :)
paris louvre müzesi detay kendin dik
Bu gezi ben ve Bay KendinDik için büyüleyici bir geziydi. Midelerimiz muhteşem şaraplarla dolu, ayaklarımız aşırı yürümeden yarı paralize olmuş, kalplerimiz letafet içinde ayrıldık bu güzel şehirden.  
Geri döndüğümüzde, “aa işte biz burayı gördük” deme keyfini kendimize yaşatma ve o an yanımızda bulunancak olan talihsiz yakınlarımızı bunaltmak amacıyla Paris’le ilgili evdeki her filmi seyretme kararı aldık uçakta. Peki geri döner dönmez televizyonda ilk gördüğümüz film neydi sizce? Kezban Paris’te… Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Seyrettik mi? Elbette seyrettik. Sonuna kadar…Göz yaşları içinde…
Sonraki yazı: Paris kumaşçılarını ziyaret!

3

Bekle Beni Paris, Geliyorum!


Hayatımda ilk defa bir çekiliş kazandım! Hem de kazana kazana bedava PARIS yolculuğu kazandım!! İnanabiliyor musunuz?! :D
Uçak biletlerini kartuşları aldığımız bir firma hediye etti! Üstüne bir de Eiffel’e nazır bir otelde bedava konaklama ayarladık! 
Bilet vergileri hariç herşey hiç hesapta yokken bize hediye geldi :) Ama siz beni KendinDik.Com çekimleri için Paris’e gitti diye bilin :P
Bir tek doğumundan beri ilk kez ayrı kalacağım kuzucuğumu nasıl bırakacağım diye düşünüyorum… Beni aramasın diye her güne ayrı bir oyuncak hediye alıp babaannesine vermesini tembihledim :) Zaten sanırım esas mesele onun beni ne kadar arayacağı değil, benim onu ne kadar özleyeceğim :) Öte yandan, sıpam doğduğundan beri bir türlü kendimize özel zaman ayıramadığım sevdiceğimle güzel bir balayı kaçamağı olacak bu bize!
Neyse, birkaç gün sayılı geçer. Bekle beni Paris, Geliyorum!

0

3000 TL’lik Elbiseyi 30 TL’ye Mal Etmek… :)

17 Şubat 2012

Roland Mouret tasarımı “Galaxy Dress” - bir de ben diktim!

İşte size dikiş dikmeye  başladığım günden bu güne “medar-ı iftihar”ım olan bir 
elbiseyi takdim ediyorum. Ünlü Fransız designer Roland Mouret’nin tasarımı olan meşhur “Galaxy Dress”.

Bir tek bu yazı bile sizi kendi kıyafetlerinizi kendinizin dikmesine ikna etmeye yetmeli bana göre :) 

Bakmayın anca yan durduğumda sağdaki modelin bedenine yaklaşmama! Elbise acayip de ince gösteriyor :))
Mouret bu tasarımını 2005-6 sonbahar kış koleksiyonunda sergilemiş. Elbise öyle ünlü olmuş ki kendi adı var “Galaxy Dress” :) Vogue Patterns da bu modelin çakmasını hemen ertesi sene çıkartmış. Ben “kendin dik, kendin giy” felsefesine daha 1 yıl önce geçtiğim için geç haberim oldu tabii :) ama elbisenin adıyla dikiş sayfalarında bu modeli arattığınızda milletin çılgınlar gibi bu elbisenin türevlerini yaptığını görürsünüz. 
Mouret 7 yıl önce tasarlamış olsa da elbise bir klasik. Her dönem giyilebilecek bir model bana göre. 


Üstelik vogue’un çıkarttığı patron (v8280) bu modelin 6 ayrı versiyonunu yapmanıza imkan veriyor.


Dik dik giy :))

Ama ne uğraşacağım iğneyle iplikle derseniz de buyrun satılıyor şu adreste 1525 Euro’ya! 
Bu tarz kalem elbiseler her zaman arkadan fermuarlı oluyor. Ancak benim gibi evde koşa koşa giyinip, makyajını yürürken yapıp bir de evdekilerin hazırlanmasına yardım etmeye koşturanlardansanız, “öyle salına salına giyineyim, birisi de fermuarımı çeksin diye bekleyeyim” zarafeti pek size göre değildir. 

Bu nedenle ben her zaman arkadan fermuarlı modelleri sırttan tek parça yapıp fermuarları kendi başıma giyip çıkarmama olanak verecek şekilde yandan dikiyorum.

Şimdi gelelim elbisenin “designer” farkına… İlk başta nasıl yapılacağını anlaması biraz vakit alsa da enfes bir detay var elbisede. Sizin de muhtemelen fark ettiğiniz gibi, kol detayları olağanüstü! 



Yalnız vogue modelini (v8280) dikecekseniz biraz değişiklik yapmanızda fayda var. Kol kalıbı öyle geniş ki, o haliyle diksem amerikan futbolcularına benzerdim. Zaten geniş omuzlu olduğumdan hiç güzel bir hava vermeyecekti. Ben de kol kısımlarını bir hayli küçülttüm. İşte kolun yakından görünümü:

Harika değil mi? Hadi siz de yapın da farklı kumaşlarda nasıl görünüyor bakalım :))


görüşmek üzere!

13
Burada yayımlanan yazı ve görsellerin tüm hakları İrem Sunar Özat'a aittir. İzinsiz yayımlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.