Her bulduğum boş vakitte dikiş masama koşarsam olacağı bu... Bulaşıklar birikir, birikir, birikir... ve sonunda nefis bir kumaş desenine dönüşür!
Bu kumaşı gördüğüm anda vurulmam, acayip desenli her türlü kumaşın hastası olmam sebebiyle şaşırtıcı değildi kuşkusuz.
Ama birikmiş bulaşıklardan oluşan bu kumaşın bende bir anda 1940'lara ait bir elbise modelini dikme isteği uyandırması... benim için bile ilginç bir durum ;)
Aklımda omuzlardan büzgülü, bele oturan bir model vardı. Yığılan bulaşıklarımı sarıp sarmalayan kumaş hafif likralı bir şifon olduğundan, doğru yerlere yerleştirilmiş büzgülerin nefis bir hava yaratacağını düşündüm. Elimde bu tür bir kalıp olmaması işimi biraz zorlaştırdı tabii. :/
Ancak kalbimde pıtpıt atan dikiş aşkı elbette bunun da çaresini buldu ve belden saran, omuzdan bollaşan bir gömlek kalıbını kendine uydurmayı başardı.
Bu kalıp Burda'nın 01 / 2011 sayısında çıkan ve benim daha önce kullandığım bir gömlek kalıbıydı. Önce yakadan kurtuldum. Önünü biraz daha açtım ve V yaka yaptım.
Ardından gömlek patı kısmını etekte kestim ve düğmelerin sadece kalça hizasına kadar gelmesine karar verdim.
Son olarak, yakınlarda 2 farklı kumaşla dikmiş olduğum bir başka retro bluz kalıbında öğrendiğim "yarım pens" detayını en azından ön parçalarda kullanmaya karar verdim - yarım pens ile ilgili "Öğren Çekirge" notu yakında ;)
Elbise pensini tam boy değil, yarısından itibaren dikince, pensin üst kısmı ekstra bol kalıyor. Bu da giysinin beli çok daha güzel bir şekilde sarmasına yardımcı oluyor. Üst kısım ise önden ve arkadan bol geliyor.
Nasıl? Bu kadar zorlamayla retro bir hava verebilmiş miyim elbiseye? ;)
Kumaş metresi= 4 TL'den 1.5 mt.
Düğmeler= 0 TL - evde vardı.
(e hadi... siz de kendi giysilerinizi dikmeyi öğrenmeye başlasanıza artık!)
Elbise tamam. Peki ya bulaşıklar ne olacak?
Tamam hemen başlıyorum... şu pantalonu da bir keseyim... hemen geldim! ;)