yeni yılınız kutlu olsun !!! :))
Şal Yaka Ceket Sonunda Bitti!
20 Aralık 2012
Sonunda Ankara’ya döndüm ve birkaç yazıda yapım aşamalarını anlattığım şal yaka ceketimi sitede paylaşmak için kolları sıvadım. :)
Önceki yazıları takip edenlerin iyi bildiği üzere bu ceket Burda Dergisi Ağustos 2012 sayısındaki 137 no.lu kalıp kullanılarak yapıldı. Ceketin yaka kısmının güzelliğinin yanı sıra sunulan modeldeki renk seçimi albenisini artırmıştı. Ama elimde gri kumaş olunca, bunu nasıl yapsam da “havalandırsam” diye düşündüm ve şal yakanın kenarından bir de farklı renkte biye geçireyim dedim.
Anlatacağım birazdan. Önce modele özenip şöyle haşin bakışlı bir poz vereyim…
Yok, olmuyor. Çok gülüyorum kendime poz verirken. Yarı bacağım eninde mankenlere özenip kamera karşısına geçince gereken ciddiyeti yakalayamıyorum bir türlü!
Ceketin yapım aşamalarını önceki iki yazıda anlatmıştım.
Son bıraktığımızda astarı takacaktım. Pek havalı bir astar malzemesi kullandım bu sefer. Elimde bol bol vardı bu kumaştan. Bu nedenle bir de renkli bir astar yapayım istedim.
Astarın yakayla birleşme yeri çok başarılı oldu. Çok kolay ve rahatlıkla takip edebildim kalıptaki işaretli yerleri. Ne var ki aynı şeyi astarın geri kalanı için söyleyemeyeceğim. Ben bu cekete astar takma işini daha hala tam profesyonel hale getiremedim.
Gördüğünüz gibi biraz dökülen ve ceketi giydikçe zamanla daha da bollaşma riski olan bir astar çıktı sonuçta :( Şu an için ceketi giydiğimde herhangi bir potluk görülmese de, bu işi çözmek için daha pişmem gerektiğini düşünüyorum. Dikiş dikmeyi internetten öğrenen ve iç sesine göre hareket eden biri olarak bu işi oturtmam biraz zaman alıyor :D
Cekete astar geçirmeyle ilgili güzel bir anlatımlı yazı biliyorsanız lütfen paylaşın. Kafam basmıyor bir türlü! Sağolsun, Burda’nın kriptolojik açıklamaları ve astar konusunda özel bir kalıp basmamış olması da astar işini daha da yorucu hale getirdi benim için.
Neyse, uyduruk dikişlerden başımızı kaldırıp şu nefis bitişlere bakalım biraz da… Ben bu yakaya BA-YIL-DIM! Kesinlikle size de tavsiye ediyorum.
Bakmayın burada mor mor pozlar verdiğime. Mor biye geçirdim diye illa ki bu renk uyumuna dikkat etmem gerekmez. Bambaşka renk kombinasyonlarıyla da çok güzel şekilde kullanılıyor bu ceket. Alt kısmnı kendi boyunuza uygun şekilde düzenlediniz mi tadından giyilmez bir hal alıyor :)
önceki ilgili yazılar:
Yapım Aşamaları 1: http://www.kendindik.com/2012/12/sal-yaka-ceket-yapm-asamalar-1.html
Yapım Aşamaları 2: http://www.kendindik.com/2012/12/sal-yaka-ceket-yapm-asamalar-2.html
hepinize keyifli günler, bol güneşler! :)
Yapım Aşamaları 1: http://www.kendindik.com/2012/12/sal-yaka-ceket-yapm-asamalar-1.html
Yapım Aşamaları 2: http://www.kendindik.com/2012/12/sal-yaka-ceket-yapm-asamalar-2.html
hepinize keyifli günler, bol güneşler! :)
adım adım,
adımları,
anlatım,
aşamaları,
biye,
ceket,
dikiş,
dikiş teknikleri,
giyim,
moda,
şal yaka,
tasarım,
yakaya biye geçirme,
yapım,
yaratıcı
Şal Yaka Ceket Yapım Aşamaları - 2
11 Aralık 2012YAKAYA BİYE GEÇİRME
Bir önceki yazıda ceketin “kaba inşaatının” tamamlandığını söylemiştim. Nihayet havalı biyemiz de takıldı :) Biyeyi yakanın dış kısmına değil de ceket ile şal yaka arasına koymanın daha ilginç olacağını düşündüm. Bakalım size nasıl gelecek?
Biyeleri isterseniz hazırdan satın alabilirsiniz. Top fiyatıyla sanıyorum 5-7 TL arasındalar. Ama evde uygun kumaşlarınız var ise, onları verev keserek de istediğiniz renkte biye elde edebilirsiniz. Başka şekillerde kullanmak istemeyip de elinizde kalan kumaşları değerlendirmenin mükemmel bir yolu bu. Biyenin en önemli özelliği, esnek olması. Bu nedenle kumaşları verevden, yani en esnek olacakları şekilde kesmeniz gerekiyor.
Ben de biyemi bu şekilde kestim ve tek kat diktim.
Daha sonra şal yakanın ÖN YÜZÜNE biyemi iğneledim ve dikkatlice makina dikişi geçtim. Burada şal yaka parçasında ne kadar dikiş payı vereceğinizi iyi hesaplamalı ve biyeyi ona uygun şekilde yerleştirmelisiniz. Ben dikiş payını göz kararı belirlediğim için burada işaretli değil. Ama biyenin dıştan ne genişlikte görünmesini istediiysem ona uygun şekilde yerleştirdim.
İşte ilk sonuç…
Bu modelde yakaya bu şekilde bir renk katmak isteyenler için biyeli yakanın bir içten bir de dıştan görünüşü var aşağıda da. Biyeyi yaka parçasına diktikten sonra, yaka parçasını cekete dikmek oldukça kolay. Çünkü biyeyi birleştirdiğiniz dikiş çizgisini izlemeniz yeterli. Hatta 1-2 mm kadar daha içten dikerseniz, biyenin dikişi de dışardan görünmez. Unutmayın ki ceketinizde ilk göze çarpacak yere dikiş yapıyorsunuz. En temiz dikişi sergilemeniz önemli :)
Ceketin alt kısmını birleştirmeden önce bir düzeltme daha yapmalısınız. Biyeyi ne tarafa yatıracaksanız (incecik değil de daha görünür bıraktığınız varsayımı üzerinden anlatıyorum…)Alt parçanızı yaka kısmıyla birleştirmeden biye ve kumaş fazlasını aşağıdaki gibi kesip, gerekiyorsa alttan bir tutturma dikişi geçmenizde fayda var.
Yakanın arkadan birleşim yerine dikkat. Bu tarz detayları elim terziliğe alıştıkça atlamamayı öğrendim. Tavsiye ederim :)
Ceket yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Ben şimdiden bayıldım kendisine. Tez zamanda kol kola gezmek istiyorum onunla :) Hadi bakalım hızla astarı tamamlayıp fotoğraflayabilirim umarım!
hepinize keyifli günler, bol güneşler!
Şal Yaka Ceket Yapım Aşamaları - 1
08 Aralık 2012
KALIP DÜZELTMECE
Bir önceki yazımda Burda Dergisi Ağustos 2012 sayısında yer alan 137 no.lu şal yaka ceketi dikmeye başladığımdan bahsetmiştim.
Ceket dikimi uzun iş. Benim de dikişe ayıracağım vakit bu aralar pek kısıtlı olunca, size en azından ceketi diktikçe adım adım neler yaptığımı anlatmak istedim. Bu çok hoş bir model. Elinizde bu sayı varsa, mutlaka denemelisiniz bence. Ancak, bazı düzeltmeler gerekiyor tabii…
Önceki yazımdan hatırlayacağınız üzere, bu ceket için yukarıdaki kumaşları kullanmayı düşünmüştüm. Mor biye şal yakanın çevresinden dolaşacak, siyah-beyaz ipek saten astar da cekete keyifli bir hava verecekti hayal ettiğime göre.
Daha önce fazla ceket dikme tecrübesi olmayanlar için bu modelin dikişi sırasında karşılaşılabilecek ilk zorluk, ön pensleri yuvarlak şekilde gelen bu modele -uygun tabiri kullanmak gerekirse- düzgün “yedirmek”. Bunun için kalıbın “yan üst ön parça” olarak geçen kısmını (parça no.3) biraz büzerek öndeki diğer parçayla eşit uzunluğa getirmeniz gerekecek. Kullanacağınız ceketlik kumaşın da pamuklu olması, söz konusu “yedirme” işlemini daha kolay yapmanızı sağlayacaktır.
Aynı “yedirme” işlemini yan arka parçalar için de yapmanız gerekiyor.
Ancak burada ya kalıpta bir sorun ortaya çıktı, ya da bende. Aşağıdaki teknik çizimde morla işaretlediğim yerlede görebileceğiniz gibi, yan arka parça (parça no.6) ile koldaki dikiş yerinin birbiri üzerine denk gelmemesi gerekiyor. Ama ben ceketin dış parçasını bitirdikten sonra, burada ciddi bir kumaş fazlası olduğunu gördüm.
Sorun nedir anlayamadım çünkü kalıpta verildiği şekilde değil de, yan arka parçanın kol oyuğuna denk gelen kısmını kısalttığımda tüm sorun çözüldü.
Bu nedenle bahsetmiş olduğum yan arka parçayı (no.6) kol birleşim yerinden bir hayli yuvarlayarak kestiğimde kol ile ceket birbirine şak diye oturdu.
Başka şekilde anlatmam gerekirse, yan arka parçanın yan ön parçayla birleşim yerindeki uzunluğunu eşit hale getirmem gerekti. Sonuç ise çok daha hoş geldi gözüme. Bu düzeltmeyi yaptığımda koldaki dikiş çizgisi ile ceketin sırt yan kısmındaki dikiş çizgisi de birleşmiş oldu.
Ceketin şal yaka kısmı hariç, kaba inşaatı tamam! Şimdi sırada mor biyeyi takmak var… Neden işimi zorlaştırmaya bayılıyorum bilmem ki!
Ama çok güzel oluyor çoook :))) Hadi bakalım, koşun siz de dikiş makinasının başına!
Dikiş masamın üzerindekiler…
07 Aralık 2012
Bu ay geçen aydan bile daha az dikişe vakit ayırabileceğim galiba. Ama azimliyim… bulduğum her boş anımda yeni şeyler dikmeye, mümkün oldukça da sitede paylaşmaya devam edeceğim! :P
İşte birkaç gün önce dikiş masama açıp da ne zaman biter diye baktığım yeni projem. Malum, işler yoğunken biraz daha fazla iş kıyafeti dikmek gerek :)
Bu ceket Burda dergisinin 08 / 2012 sayısında çıkmış, şal yaka son derece modern ve şık bir model. Ceketlerde mümkün olduğunca yakası açık, rahatça giyilebilecek tarzları seviyorum.
Şal yaka bir ceket daha önce dikmemiştim. Aslında sanırım bu tam da şal yaka bile değil. Ama çok hoş duruyor mankende. Bakalım KendinDik.Com’un havalı mankeni üzerinde de aynı şekilde durabilecek mi? Selvi boyumu göz önünde bulundurarak, ceketin alt kısmını biraz kısaltmam gerekecek galiba.
Kumaş alışverişine de çıkamazken, evdeki kumaşlar arasında bir dönem nedense bolca almayı tercih ettiğim pamuklu, gri tonlarında bir kumaş kullanmayı tercih ettim.
Astar olarak da daha önce bluz dikişinde kullandığım bu yumuşacık saten kumaşı kullanmak istedim. Renkli astarlara bayılıyorum :)
Model ne kadar güzel olursa olsun, çok sıkıcı bir gri ceket görünümüne takılı kalmamak için acaba yakanın çevresine kontrast bir renkte biye geçsem mi diye düşünüyorum. Bu konuda hissiyatım iyi. Bakalım ne çıkacak :) Yine evdeki kirli çıkım içinden bu renk bir saten buldum. Aslında petrol mavisi daha güzel olurdu ama eldekiyle yetineceğim artık.
Hadi bakalım, bana rast gele… Sizin dikiş masanızın üzerinde neler var bu aralar?
Sorusu Olan? - “Nereden başlamalıyım?”
03 Aralık 2012
Merhaba, blogunuz çok hoş öncelikle onu söylemek isterim. Ben de her gün kendime dikiş dikmeyi öğrenmek istiyorum diyorum, ama hiç fırsatım olmadı. Ne kurs bulabildim ne de güzel anlatan bir kitap. Siz nerden başladınız ? Önerileriniz nelerdir?
Teşekkürler Esra
___________________________
Size de merhaba Esra! Benim daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi, ben de dikiş öğrenmek için bir kursa gitmedim. Ben de çok öğrenmek istedim ve bir gün bahaneleri bıraktım ve harekete geçtim! :))
Önce evimdeki kırlentleri diktim. Sonra heveslendim ve kendime etek dikmeye başladım… Her takıldığım yerde internetten “nasıl yapılır?” diye (çoğu zaman İngilizce) taratarak birçok faydalı siteye ulaştım. Her adımı tek tek farklı sitelerden inceleyerek kendime dikiş dikmeyi öğrettim. Mutlaka xx siteyi takip etmelisiniz / xx kitabı okumalısınız diyemeyeceğim çünkü ben her yeni dikiş projemde farklı yerlerden faydalanmıştım. Benim sitemi takip etmenizden çok memnuniyet duyarım ancak size de aynısını yapmanızı tavsiye ederim. Basit projelerle işe başlarsanız, her yaptığınızda yeni birşeyler öğrenirsiniz.
Pek havalı bir suluboya projesi…
01 Aralık 2012
Fazla ayrı kalmadım değil mi? Dayanamadım, iş yoğunluğumdan önce bitirmiş olduğum bu elbiseyi koşa koşa fotoğraflayıp yayınlamak istedim :)
Gördüğünüz üzere, bu seferki elbisemizde dikiş kalıbından (ve profesyonel mankenimizin akıllara ziyan poz verme başarısından) ziyade kumaş öne çıkıyor.
Boş bir günümde kendimi bu sefer resimle ifade etmek istedim, aldım evden oğluşumun suluboyasını; başladım resim yapmaya….
Sanırım yıllardır göz ardı ettiğim bir yeteneğim daha hayat bulmak üzere… Durun durun… Harika bir ressam çıkacak birazdan içimden…
Ve işteee muhteşem bir tablo! Ne deli saçması bir desen değil mi? Bu kumaşın harikalığını bir tek ben mi görüyorum yoksa? :))
Ne kadar uğraşsam da, elbette içimden bir ressam çıkmadı arkadaşlar. Aslına bakarsanız elime boya ve tuval alsam, yukarıdaki kadar bile çizim yapamam…
Bu tablo gibi desenli ve tereyağ kıvamında bir dokuya sahip ipek kumaşı Adana ziyaretim sırasında Mügem Kumaş’tan almıştım. O gün aldığım kumaşlar benim dikiş becerilerim için öyle kaliteli kalmıştık ki, aylar sonra daha ilk kez kullanmaya cesaret ettim!
O gün Mağazada yaptığım arsızlıklar sonucu İshak Bey bana sağolsun birçok iyilik yapmıştı ama bu kumaşı 1 metre vermekte ısrar etmişti! Ah İshak Bey, ben ne yapayım 1 metreyi?! Tamam, gece kıyafeti yapmaya niyetim olmadığını söylemiştim ama bendeki cevheri görmediniz mi o gün? (Adana’daki Milanolu yazısınaburadan ulaşabilirsiniz).
Bu kumaşı nasıl yapsam da çoğaltsam diye düşünürken, evdeki kumaş yığınlarımın altında kalmış, en az 35 yıllık bir ipek kumaş buldum ve krem tonu benim deli desen ipeğimle aynı çıktı! Bu güzel ipek gerçekten Hindistan’dan gidip alınmıştı babam tarafından. Kumaşın üzerindeki etiket bile duruyor. Kim bilir nerededir şimdi o “Narayan Ticaret”? :)
Kumaşı kesmeden önce şöyle içim sızlamadı değil. Ancak yalnızca 5 sene önce ne demek olduğunu tam olarak anlayabildiğim o sihirli cümle ile cesaretimi toplayıp kumaşı kesebildim: “Benden kıymetli mi?” :)
(not: soracaklar çıkabilir; elbette 18 metre değil tabii evdeki kumaş…)
Bir tarafı Hint ipeği diğer tarafı İtalyan ipeği olan böylesine değerli bir elbise için birçoklarınız çok daha havalı modeller seçebilirdi kuşkusuz.
Ama gece hayatı gece saat 9’a kadar sürme alışkanlığına sahip, üstelik de çalışan bir anne olarak gardrobumun öncelikleri arasında davet kıyafetleri yer almıyor ne yazık ki. Bu sebeple de her zamanki gibi en çok sevdiğim tarz olan 60’ları andıran sade bir elbise modeli yapmaya karar verdim.
Bu model Burda’nın Eylül 2012 sayısından 109’no.lu bir kalıp. Bir benzerini bir ay önce bluz olarak çıkartmışlardı (buraya bakınız). Daha sonra da buna bir cep ekledi, bir yaka çıkarttı derken pişirip pişirip tekrar servis yaptılar. Ben de bir süredir ipeği rahatça gösterebilecek düz bir elbise modeli arıyordum. Bunu bulunca, tamamdır ipekleri buna harcıyorum dedim.
Kusura bakmayın. Ben böyle kuğu bulamadım üzerinde poz verecek. Aşağıdakiyle idare edeceksiniz artık.
Modelin acemi terziler için tek zorlu olabilecek yanı, öndeki pensleri. Ama çok geniş olduğu için öyle garip duruyor. Yoksa, paniğe kapılmadan normal bir pens kapatır şekilde dikebilirsiniz.
Gelelim arka fermuara… Benzer modeldeki bluzumu farklı şekilde kapatmıştım daha önce. (Bluzla ilgili link yukarıda var). Bunda ise, son zamanlarda bayıldığım ve başka projelerde de kullandığım dışa dikili fermuarı kullanmak istedim gizli fermuar yerine. Bence pek havalı duruyor bu fermuarlar. Onun dikişine ilişkin de fotoğraflarım var ama başka yazıya artık.
Gelelim stilizasyon manevralarına. Bu yoğun desenleri şık bir yere / toplantı ortamına giymek için biraz daha sakin renkte bir ceket kullanmak yerinde olacak gibi geldi bana. Lacivert ceketimin de (D.Ö. - dikiş öncesi hayatımda almış olduğum ceket :P) pek havalı elbisem için çok uygun bir seçim olduğunu düşünüyorum.
Ne o? Artık sizin de gözünüze daha iyi geliyor değil mi? :)))
Sonbaharı uğurlarken…
21 Kasım 2012
Sonbaharı uğurlayıp gelen soğukla birlikte yavaş yavaş içimize kapanırken, sonbaharın son günlerinde çektirdiğim bu fotoğrafları ve cıvıl cıvıl kelebekli bluz projesini sizlerle paylaşmak istedim… Her geçen gün üzerimize giydiğimiz katların ağırlığını biraz azaltıp, içinizi ısıtmaktı tek arzum…vıdı vıdı vık…
( Aslına bakarsanız, bu dramatik giriş bölümüne karşın, kelebekli bluz projesini şu anda paylaşmamın yegane sebebi şu an sizinle paylaşacak yeni bir projemin olmaması ve bu fotoğrafları daha önce kullanmamış olmam! :P Artan iş yükümle birlikte dikiş çalışmalarımı yavaşlatmak zorunda kaldım ve yeni fotoğraf çektirmeye vakit yaratamıyorum :( Dolayısıyla sizlerle yeni yazılarımı düzenli paylaşmak için kirli çıkımdan bu projeyi çıkardım da diyebiliriz. Hangi gerekçe hoşunuza giderse onu kabul edin :P )
Bu güzel kumaşı aylar önce bulmuş, kendime nefis bir baharlık bluz yapmak için bir kenara koymuştum.
Kumaş alışverişlerimde her zaman son derece rasyonel hareket eden ben, bu muhteşem kumaşı bulduğunda da bir kez daha kendisiyle çelişmemiş ve son derece anlamsız şekilde sadece 1 metre almayı seçmiştim! Dolayısıyla da kollara koyacak kumaşım kalmadığından, hızlı bir manevrayla bu nefis bluzu yazlık hale getirmek durumunda kaldım…
Ama doğru stilizasyon ile kelebeklerle bezeli bu şaheserimi baharda da giyebilirim diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Gelelim bu projenin detaylarına. Bu güzel bluz kalıbı Burda dergisinin Mayıs 2012 sayısından çıktı. (Kalıp no. 104)
Modeldeki eteği de yaptım ama onu da fotoğraflayamadım henüz :( Neyse, yapmadıklarımıza değil, yaptıklarımıza odaklanarak yazıya devam edelim en iyisi!
Bir süredir fazla detayı olmayan, sade ve şık bir bluz kalıbı arıyordum. Burda’nın bu bluz / gömlek modelini ilk çıktığı tarihten beri aklımın bir köşesine yazmıştım. Aşağıdaki teknik çizimden de görebileceğiniz gibi model son derece güzel.
Acemi terzilere öneriler:
Gelelim modelin civcivli kısımlarına… Yeni ve güzel kalıplar üretmekte son derece başarılı olan Burda dergisi, dikiş aşamaları anlatımlarında tam bir fecaat. Zaten dikiş terimleri bilgisi son derece dar olan ben, Burda’nın açıklamalarını zuzaylı dili olarak algılıyorum. Dolayısıyla dikiş sırasında dergide yazanlara değil, içgüdülerime güvenerek hareket ediyorum!
Dikiş aşamalarının bana göre 2 karmaşık noktası var. Bunlardan biri, yaka kısmındaki dikiş payının pervazsız kapatılması. Klasik gömlek yakadan biraz daha farklı olarak burada yaka ile bluz arasında ek bir parça bulunmuyor. Bence bluza özel havasını veren detaylardan biri de buydu.
Orijinal kalıpta yakanın dışarda kalan dikiş paylarını gizleyebileceğimiz bir pervaz parçası da verilmezken, yakanın dikiş payını ve bluzla birleşim yerini kapatmak için bir kumaş parçasını biye gibi kullanıyoruz.
Fakat sonrasında bu parça özgürlüğünü ilan edip habire yakanın dışına çıkma eğilimi gösteriyor. Bunun için de iç kısımda belli yerlerden tutturmanız gerekiyor.
Temel dikiş becerisi olanlar için bu kalıpta civcivli ikinci konu da gizlenen düğme yerleri olabilir. Ama son derece kolay olduğunu söylemeliyim. Hatta düğme iliğini temiz açma konusunda sıkıntı yaşayanlarınız varsa, bu yöntem sizin için ideal olacaktır. Ben zaten düğmeyle de uğraşmadım; evde bulduğum son derece uyumlu renkteki çıtçıtları ekleyiverdim (diyorum ben kirli çıkıyım diye!).
İşte yakanın yakın çekimi. İstemdışı şekilde kısa kalan yaka payı, bluz tamamlandığında özel olarak tercih edilmiş bir detay gibi durdu. Aslında yakayı öne tam olarak denk getirememişim. Bluzun bedenini tam istediğim kıvama getirebilmek için ön parçalarla fazla oynadım. Onun istemdışı bir sonucu olmuş. Ama siz yine de bunu İrem’in özel tasarım tercihi olarak bilin :P
Hadi bakalım, hepinize iyi dikişler bol güneşlerrrr!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Burada yayımlanan yazı ve görsellerin tüm hakları İrem Sunar Özat'a aittir. İzinsiz yayımlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.