"BÜYÜLÜ DENİZ" İSİMLİ ÇOCUK ROMANIM 8 YAŞ ÜSTÜNDEKİ TÜM HAYALPERESTLER İÇİN ARTIK KİTAPÇILARDA! :)

Yaz rehavetine son verme…

26 Temmuz 2012

Yapıyorum yapıyorum, yazmıyorum. Sonra içimde durmadan vıdıvıdı eden bir pişmanlık duygusu yaratıyorum. Tatile çıktığımdan beri önümü alamaz şekilde her bulduğum fırsatta dikiş diktim :)
Sonunda baktım ay ortasına gelmişim bu ay çıkan yazılar sadece 2 tane :( Hemen bir acele fotoğraflayıp son yaptığım bluzu sizlerle paylaşayım dedim. Aşağıda havalı pozumla sergilenmiş olan bluz Simplicity 2614 kalıbı kullanılarak yapıldı. Altındaki eteği ise bazılarınız hatırlayacaktır diye tahmin ediyorum :) KendinDik.Com gardrobunun göz bebeklerinden biri olan dantel etek :)
Bu bluzun hazırlanmasındaki esas amaç Paris ve Adana kumaşçılarından elde ettiğim ganimetlere kendimi hazırlamaktı. Bugüne kadar hiç şifon ipek dikmediğim için son iki seyahatimde aldığım ipeklere bir türlü kıyamıyordum. 
Onlara hala kıyamıyorum ama bir şekilde de evdeki kumaş dağını eritmem lazım. Sonunda ucuz kumaşçıların birinden metresi 8-10 tl’yle aldığım bu güzel ipekliyi dikiş maceramın kutsal yolunda kurban etmeye karar verdim. Sonuç gerçekten kanlı oldu… Yamuk dikişler, çarpık birleşme yerleri derken göz yaşları içinde bitirdiğim bu dikiş serüvenimin sonunda “eh işte”lik bir bluz elde etmeyi başardım. 
Ben öğrendiğim kadarıyla ipek dikişinin ipuçlarını anlatayım. Daha iyi bilen varsa o da bildiklerini paylaşsın, çekinmesin :) 
simplicity 2614
Bu ferah model bir dönem bir hayli fazla aldığım Simplicity markasının basit bir bluz modelinden türetildi. Bu modeli daha önce 2 kez daha dikmiştim. İlk kez ipek dikerken bir de bilmediğim bir modelin olası kötü sürprizleriyle karşılaşmak istemedim. 
Bluza ilişkin diğer modelleri de başka bir yazıda yayınlarım. 
Şifon ipek dikişi konusundaki ürkek tavuk yaklaşımımdan dolayı önce yakasız, düğmesiz, kolsuz, astarsız bir bluz dikeyim dedim. Daha da utanmasam sadece 4 kenarını kapatma çalışmasıyla başlayacaktım işe!
İPEK KUMAŞ DİKERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:
(şu ana kadar çözdüğüm kadarıyla…) 
  • Kumaşın çok ince olması keserken kaymalara sebep oluyor. Dikiş dikerken teğelleme konusunda bile son derece tembel olan terzimiz, en azından kalıbı katlayarak değil de tek parça halinde hazırlayıp kesme ciddiyetini gösterdi. İlgilenenlere de aynısını yapmaları tavsiye edilir. (Kalıp üzerindeki kalpli kadın / erkek çöp adamlar benim kumaş ağırlığı olarak kullandığım cam bardak altları. Çok seviyorum onları :D )
  • Kullanılan iğneye dikkat. Ben Singer’in 70/09 no.lu iğnesini kullandım. En incesi oydu. 
  • Kenarları kıvırırken, bugüne kadar çok fazla faydasını görmemekle birlikte yer yer beni büyük dertten kurtaran katlama ayağını kullandım. Ama kenar dikişlerimin yamukluk sıkıntısını tam olarak çözmediğinden, üzerine bir kat daha düz ayak ile kıvırarak diktim. 
  • Dikiş paylarını temiz kapatmak için sülfile ayağını kullanmam mümkün olmadı. Çok ince bir kumaş olduğu için sülfile ayağının kumaşa zarar verebileceğini düşündüm ve normal zigzag ile kapattım. 
  • İpek dikerken saten ayağı denilen, altı düz bir ayak kullandım. Açıkçası bu ayağın ne fark yarattığını saten dikişlerimde hiç anlamamıştım. İpek dikerken ise çok yardımcı oldu. 
İşte bu kadar. Düğme yok, fermuar yok, kol yok… çok kolay bir model. Tiril tiril bir bluz…
Bu sıcaklarda daha iyisi… deniz kenarı :)) Hadi bakalım, herkese iyi haftalar! 

2

Şapidik terlik elbisesi tamamlandı!

23 Temmuz 2012

Nihayet tatile çıktım ve tatilimi neşeli, rahat ve havalı bir elbiseyle kutlamak istiyorum :) Dikiş dikmek benim için gerçekten de alışveriş yapmaktan daha kolay bir hal almaya başladı. Düşünsenize: önce mağazaları geziyorsunuz, sonra beğendiklerinizin aklınızdan bir listesini yapıp, aralarından bütçenize göre olanları belirliyorsunuz, daha sonra en çok hoşunuza giden elbiseyi seçip  bir de onun bedeninize ve vücut yapınıza uygun olmasına bakıyorsunuz… vıdıvıdıvıdıııı… Halbuki bu muhteşem elbisenin yapımı neredeyse bir gün sürdü ve benim için toplam maliyeti 15 TL civarında!
50ler retro yaz elbisesi
Bir önceki yazımda Burda Dergisinin son sayısında çıkan bu modele aşık olduğumdan bahsetmiştim. Modelin ilk yayımlandığı tarih ise Mayıs 1950 imiş! 1950’ler modasını sevenler ve retro elbise hastalarının derginin bu sayısını kaçırmamasını tavsiye ederim. 
1950 retro elbise kalıbı
Bu modeli denemek isteyenlere biraz da elbise kalıbının zor yanlarından bahsedeyim. Dikiş becerileri henüz orta seviyeye yakın biri olarak, elbisenin önünde bulunan şeridi diğer parçalara düzgün şekilde dikmekte biraz zorlandım. Buna bir de biye eklendiğinde, ön dikişleri düzgün bitirmek benim için epey sıkıntılı oldu. 
İlk olarak astarı diktiğimde, göğüs kısmındaki üçgen dikişi düzgün yapamadığımı fark ettim. Bu nedenle elbisenin yüz kumaşını keserken, bu X şeklindeki şeridi ikiye kesip üçgenleri daha kolay birleştirmeyi düşündüm. Ne yazık ki bu cinfikrim de beni kurtarmadı ve sonunda ön biyeler yine yamuk kaldı :( Ama elbise öyle güzel oldu ki, tamamlandıktan sonra çok dikkatli bakmadıkça, bu hata kimsenin gözüne çarpmadı :P
Verilen dikiş talimatlarının aksine, öndeki şeridi ikiye kesmiş olduğumdan biyeyi de tek seferde dikmem mümkün olmadı. Kumaşı şak diye ortadan ikiye kesmeden önce fazla hesap yapmadığım için bu bana bir hayli sürpriz oldu :) Biyeleri tek tek parçalara dikmek normal yöntemin iki katı zamanımı aldığından, yaptığım değişiklik hiçbir şeye yaramadı. Bir dahaki sefere üçgen dikişi düzgün yapmaya daha fazla özen göstereceğim! 
Biyeleri önce göğüs kısmına, sonra da bel kısmına ayrı ayrı diktim. Ön şeridi tek tek hepsiyle birleştirdim ve ütüledim. 
Fitilli biye yapımına ilişkin “Öğren Çekirge” yazısı az sonra…
İşte sonuç! 
Bir dahaki sefere neleri değiştirim?
Ön şeridi ikiye kesmem - işleri kesinlikle kolaylaştırmıyor ve biyeyi eklemek iki kat daha fazla zaman alıyor. 
Astar kısmındaki şeridi de elbise kumaşından kesmem gerekirmiş. Çünkü askı enseye doğru dönerken geriye kıvrılabiliyor. Bu da bembeyaz astar kumaşının görünmesine sebep oluyor. 
Neleri değiştirdim?
Daire etek yapmadım. Orijinal modeldeki etek kesiminin benim vücut tipime hiç uygun olmadığını düşündüm. Onun yerine arkası tam oturan, önü büzgülü bir kumaş eklemeye karar verdim. Eteğin bağlantı yerini de yine orijinal modelden aşağıya kaydırdım. Bunun için belin ön ve arka parçalarını biraz uzatmam gerekti. 
Biyeyi sırt parçasına da döndüm. Orijinal kalıpta sadece önde biten bu ayrıntı elbiseye daha güzel bir hava verdi bana göre. 
Kalıba bayıldım, kumaşa bayıldım, ikisinin kombinasyonuna BAYILDIM!
Bir daha diker miyim?  Kesinlikle dikerim! Kendin Dik gardrobunun 2012 en rahat yaz elbisesi böylece ortaya çıkmış oldu :D

0

Yeni Projem: 1950’lerden gelen “Yaz Aşkı”

20 Temmuz 2012

Öyle uzun zaman gibi geliyor ki yazmayalı! İşlerin yoğunluğu nihayet bitti ve ben kendimi karnesini yeni almış çocuk gibi hissediyorum :)
Yoğun iş temposu yeni dikiş projeleriyle ilgili gündüz düşleri kurmama engel olmadı tabii! Bu ayki Burda dergisinde ise fazlasıyla hak ettiğim yaz tatilim için harika bir model var. 1950’lerin kıyafetlerine meraklıysanız, bu sayıyı sakın kaçırmayın. 
İşte yeni göz bebeğim:
Bu model aslında Burda’nın Mayıs 1950 sayısından alınmış :) Süper değil mi? 
Model detayları ise şöyle:
İrem bunu alır tepe tepe kullanmaz mı?! İşte hemen başlıyorum kesmeye. Yaz elbisesi kavramının altını çizmek için bunu geçenlerde bulduğum son derece ağır başlı desenleri olan şu pamuklu kumaştan dikmeyi düşünüyorum:
Yakında projenin nasıl sonuçlandığını görürsünüz umarım :)
Herkese keyifli günler, bol dikişler :P
0
Burada yayımlanan yazı ve görsellerin tüm hakları İrem Sunar Özat'a aittir. İzinsiz yayımlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.