"BÜYÜLÜ DENİZ" İSİMLİ ÇOCUK ROMANIM 8 YAŞ ÜSTÜNDEKİ TÜM HAYALPERESTLER İÇİN ARTIK KİTAPÇILARDA! :)

KENDİNE AİT BİR ODA

19 Mart 2020

En güzel haliyle "evden çalışma" olarak tercüme edebileceğimiz "home office" çalışma düzenine yercüceme hamileyken, 11 yıl önce başladım. 

Doğum yaptıktan sonra tüm çalışma hayatımı azar azar home-office çalışma düzenine geçirmiştim. İlk zamanlarda kendime ait çalışma alanım neredeyse gün ışığının hiç girmediği, depresif, karanlık bir odanın köşesiydi. Sonra bir gün kalktım ve "Artık kendi kıyafetlerimi kendim dikmek istiyorum," dedim. Böylece bana ait masada bilgisayarım ve dosyalarımla sürekli yer değiştiren, misafir yatağı gibi akşamdan konulup, sabah kaldırılan dikiş malzemelerime yer açmaya başladım.

43 yaşındayım. Hayatımda sahip olduğum hemen her şeyi dişimle tırnağımla, çalışarak, büyük özverilerle kazandım. Bu fotoğraftaki tüm güzelliklere ulaşmak için öyle çok çalıştım ki.

Sizi bilmem ama, ben bu fotoğrafa bakınca önce huzur görüyorum. Ardından keyif, ruhumu dinlendiren kreatif işlere yer ve zaman ayırabiliyor olma lüksü, çok sevdiğim yazma işlerine adanmış başka bir köşe, yıllarca karanlık evlerde oturmanın ardından nihayet tüm cıvıltısıyla içeriyi dolduran günışığı, fotoğrafın ortasında salınan tüylü güzellik ve fotoğrafta görünmeyen ama benim canımın içi olan yercücemin o sırada sağ köşede şakıyan neşeli sesi.

"Kendine ait bir oda." Virginia Woolf'un feminist literatür açısından en önemli eserlerden biri sayılan romanının adı aynı zamanda. Şu virüs çılgınlığını atlattıktan sonra, henüz okumadıysanız lütfen okuyun bu kitabı.
Kendine ait bir oda, Virginia Woolf, İrem Sunar



Evden çalışmak çok zevklidir. Çok daha üretkendir. Bazı inceliklerine dikkat ettiğiniz müddetçe, neredeyse ofis hayatına dönmek istemeyeceğiniz kadar zenginleştiricidir. 

Vanilya ailemize katılalı 3 sene olmak üzere. Bir gün, her sabah benimkileri işe ve okula uğurlayıp da kahvemi yapana kadar sakin olan köpecikte, kahvemi koyduktan sonra bir heyecan ve koşturma hali olduğunu fark ettim. Sonra anladım ki ben kahvemi alınca çalışma masama geçiyorum. Ben masama geçince onu da camın önüne oturtuyorum. Böylece, azıcık ışık giren evimizin içinde bunalan hayvancık da orada oturunca yoldan gelen geçeni izliyor, uyukluyor, bana laf atıyor, kendi kendine orada sosyalleşiyordu. Bu yüzden ben sabah kahvemi elime aldığım anda Vanilya bir telaş çalışma odama koşturuyordu. İkimizin de mesaisi sabah erken başlıyor, ben günümün en üretken kısımlarını çalışma masamda, o da masamın önündeki camda geçiriyordu. Artık yeni evimde camlar yerlere kadar. O yüzden Vanilya da sol köşedeki köpekbalığı şeklindeki keyif yatağından bakarak seyrediyor dışarıyı. Miskinlik yapmadığı zamanlar tabii...


Sabah ilk ben kalkarım evde. Çoğunlukla kalkar kalkmaz, nadiren de çalışma masama geçmeden hemen önce pijamalarımı çıkartır, ev kıyafeti giyerim. Asla pijamalarla çalışmamak gerçekten önemli. Mola verdiğim zamanlarda ise istediğimi yaparım. İster evdeki işlerimi, ister mutfak alışverişimi yapar, istersem de bir arkadaşımla  görüşürüm. Güzeldir evden çalışmak. İnsanın öz disiplinini güçlendirir. Dışarıdan iş almak için her zaman sosyal ilişkileri güçlü tutmak gerektiğini de göz ardı etmezseniz, şahanedir hatta!

Elbette bu sosyal uzaklaşma dönemi de bitecek birkaç haftaya. Her ne kadar şimdilik #evdekal desek de, bu aslında sosyal değil, sadece fiziksel bir uzaklaşma. Yoksa istediğimiz kadar online sosyalleşebilir, harika işleri evden çıkmadan da yapabiliriz.

Evlere gönüllü kapandığımız şu günlerde fiziksel ve ruhsal dayanıklılığınızı artırmak için elinizden geldiğince kreatif işleri de ev işlerinin arasına serpiştirebilmeyi çok önemli buluyorum. Yeteneğinizin olup olmaması önemli değil. İlginiz olsun yeter. İnsanın kendisini farklı şekillerde ifade etmesinin yollarını bulması çok değerli bir kazanım. 3-5 dakikalığına bile olsa başka hiçbir şey düşünmeden, severek yaptığınız işler üretmek çok önemli. Bu çılgınlıktan kurtulduktan sonra hepimizin hayatı daha farklı olacak. Umarım bu farkı sevdiğiniz şeyler lehinde yaratmayı başarabilirsiniz. 

#Sevgiylekal, #evdekal.

İrem


Hiç yorum yok

Burada yayımlanan yazı ve görsellerin tüm hakları İrem Sunar Özat'a aittir. İzinsiz yayımlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.