A.- İyi günler Hanımefendi. Biz sizi ZıttırıPıttırı Gazetesinden arıyoruz. İlk paltonuzu dikmiş olduğunuza dair gazetemize bir ilan vermek istediğinizi söylemişsiniz. O sebeple arıyoruz.
Ben- A evet... İlan Servisi mi?
A.- Yok hayır. İlan Servisindeki arkadaşlar ulusal ilan bedelini sizden ayrıca temin edecekler. Biz kim bu kadar gerzekçe birşey yapabilir diye merak ettik de sizinle röportaj yapmak için arıyoruz.
Ben- Yaa, sormayın. Gerçekten çok heyecanlandım ve sosyal medya yetmedi... Basılı medyayı da kullanmak istedim mutluluğumu duyurmak için.
A.- Ciddisiniz yani? Peki bu çok önemli palto çalışmanızı fotoğraflayabilir miyiz biz de?
Ben- Tabii buyrun. Normalde biraz utangacımdır fotoğraf çektirmede ama alışıyorum zamanla işte. Güzel bir oyun parkı var bizim oralarda. Orada çekim yapabiliriz.
A.- Yani şimdi yapa yapa bunu mu yaptınız? Bunun her yerinden hatalar fışkırıyor!
Ben- Evet ama birçok yerine de belli belirsiz fuşya detayları koydum. Fark etmediniz mi?

A.- Peki yakadaki o yamukluğa ne diyeceksiniz?
Ben- O modelin kendinden. Asimetrik geliyor öyle. İnanmazsanız Burda dergisinin 08/2013 sayısındaki 102 no.lu modele bakın.
A.- İyi de paçalarda bolluk var. Kazak mı palto mu belli değil. Nasıl giyeceksiniz bunu gönül rahatlığıyla?
Ben- Evet ama cepler var. Cepleri gizli cep şeklinde yaptım. Hem de fuşya!
A.- O iliklere ne demeli? İlikleri parçalı ilik şeklinde yapmaya çalışmışsınız ama olmamış. Üstelik içte kalan kısımları da ayrı bir rezalet. Öyle ki, bazı yerlerde ön ve arka ilikler birbirine zorla denk geliyor...
Ben- O konuda haklısınız. Ben de bir heves dünya kadar fotoğraf çekmiştim yapım aşamalarında. Sonradan güzel bir "Öğren Çekirge" yazısı yazarım diye heveslendim. Yine de dert değil. Nasıl olsa ilk denemem. Daha güzel yaparım zamanla. Üstelik ilik parçaları da fuşya! :)
A. - Yalnız düğmelerinize bayıldığımı itiraf etmeliyim. Demirden dantel gibiler. Nereden buldunuz onları?
Ben- Tuhaf Tuhafiye diye şahane bir mağaza var. Orada çok ucuza bulabilirsiniz ;)
A.- Astara ne yaptınız öyle? Benim gördüğüm kadarıyla yakaların iç kısmında uzunca bir pervaz parçası varmış. Onu kullanmamışsınız.
Ben.- Bilerek eklemedim onu. Kumaşım Ankara kışları için biraz ince. Ama öne o parçaları eklersem de baharlık kullanım için fazla kalın olacaktı. Ben de ceket gibi bıraktım. Doğru yaptığımdan emin değilim hala. :/
A.- Peki o belinizdeki kuşak nedir öyle? Düğümleyince hediye paketi gibi oluyorsunuz sanki...
Ben - Gerçekten de bir hediye paketinden kalan kurdelaydı kullandığım ;)
A.- Bilemedim. Yani içinde gümüş ışıltıları olması da kumaşı güzel göstermiş. Astarın uyum falan da fena değil. Sanki baktıkça gözüm mü alıştı ne?
Ben - Siz deyin Beymen, ben diyeyim Max Mara... Tasarım işte!
A.- Yani gazetemize ilan verecek kadar sevdiniz bu paltoyu öyle mi?
Ben - Evet! Hem de çok :) Üstelik, belirtmeme gerek var mı bilmiyorum ama... fuşya!